31 Temmuz 2014 Perşembe

Değişmesi gereken bir gelenek...




Uzun bir süredir Amerika'daki bahşiş sistemi sorgulanıyor. Bizde bu uygulamanın biran önce değişmesi için güçlü bir lobi oluşturmaya çalışıyoruz. İşin enterasan yanı üniversitedeki tartışmalarda servis elemanı olarak çalışan öğrencilerin sistemi ölümüne savunmaları.

Kafesteki kuşlar, gökyüzündeki kuşların hastalıklı olduklarını düşünürlermiş. Servis elemanlarıda aynı psikoloji içinde gibiler.

Son zamanlarda bizim gibi düşünen New York ve Chicago'daki ünlü restorantlar şimdiden personelin bahşiş almalarını yasakladı. Onun yerine satılan her tabağa bir servis ücreti ilave ediliyor.

Tartışmalara The New York Times' in yazarlarından Pete Wells son yazısında "Bahşiş sistemi gerçek dışı, etkisiz, zaman asımına uğramış, kötü niyetli kullanmaya meyilli, bazende ayrımcılık yapan bir sistem. Oysa bize servis yapan personel daha iyi bir sistemi haketmektedir." diyerek katıldı.





Amerikalılar bu geleneğe sıkışmış durumdalar çünkü herkes kendi çıkarları için iyi olduğunu düşünüyor. Daha doğrusu öyle olduğuna inandırılmışlar. Servis elemanları, vergi ödemedikleri, kolay, nakit para olarak görüyor. Restorant sahipleri, işçilik ve vergilerden kaçmaya yaradığı için destekliyor. Müşteriler ise bahşiş sayesinde daha iyi hizmet aldıklarına inandırılmışlar.

Oysa kayıt dışı, nakit ve kolay para olması dışında söylenen hiçbirşey doğru değil. Tabiki doğru olması haklı olduğu manasınada gelmiyor.

İstatistiklere göre haftada ortalama beş öğünü dışarda yiyen Amerikalılar yılda yaklaşık 42 milyar dolar bahşiş bırakıyorlar. Bu rakam servis elemanlarının gelirlerinin %63' ünü oluşturuyor. Bu rakamın oranının sürekli değişmesi ise en çok kadınları etkiliyor. Çünkü servis sektöründe çalışanların %71' i kadın. Diğer sektörlerde çalışan kadınların oranı ise %49.

1966 öncesi restorantlardaki bahşiş sistemini düzenleyen herhangi bir yasa yokmuş. O tarihten sonra bahşiş kredi sistemini geliştirmişler. Bu sistem üniversite çevreleri tarafından,  Amerikayıda yönettiği iddia edilen "Corporate America" nın yani Amerikan büyük şirketlerinin vatandaşa pazarladığı bir sistem olarak algılanıyor.

Sistemi kısaca şöyle anlatalım. Amerikada saat başı asgari ücret ortalama 7.25 dolar. Yani yasa gereği bir işçiye 7.25 dolardan aşağıda para ödenmesi yasak. Bu oran tabiki eyaletten eyalete değişiyor. 7.25 ise Amerika ortalamasını temsil ediyor. Bu konuda yasalar çok sıkı ve şirketler hata yapmamak için çok çaba harcıyorlar. Çünkü cezalar büyük.

Servis sektöründe ise bu rakam ortalama 2.13 dolar. Yani diğer sektörlerin %29' u oranında. Tabiki bu rakam eyaletten eyalete değişiyor. Ama ortalama rakam 1991'den beri, yani 23 yıldır, hiç değişmemiş. Oysa asgari ücret sürekli değişti ve degişmeye devam ediyor. Yaşadığımız yer olan Maryland' da ise asgari ücretin 2018 yılına kadar kademeli olarak 10.10 dolara kadar arttırılması için bir yasa bu yıl imzalandı.

Peki servis elemanları nasıl geçiniyorlar? Yasa koyucular aradakı farkın müşteriler tarafından ödeneceğini varsaymışlar. Eğer ödenmezse işyeri üstünü tamamlar diyorlar. Geneldede müşteri bu farkı ödüyor. Tabiki bu süreç hem operasyon açısından, hem servis elemanı açısından, hemde müşteri açısından zaman zaman sıkıntılara yol açıyor.

Bu durum Amerikadaki 42 eyalette aynen böyle. Çoğunluğu batı kıyısında olan sekiz eyalet bu numarayı yutmamış. Servis elemanlarına firmaların en az asgari ücreti ödemeleri mecburidir diye yasa koymuşlar. Bu eyaletlere vergi sistemine göre "Non-tip credit" eyaletleri deniyor. Halk arasinda ise kominist eyaletler olarak adlandırılıyorlar. Algı yanılması buradada var yani.

Bu saçmalık yüzünden yoksulluk sınırındaki servis elemanlarının oranı %16.7. Yani diğer iş sektorlerinden %6.3 daha fazla. Sonuç olarak personel hakkını korumak için bazen komik, bazen, ahlaksızca, bazende yasa dışı yollara başvuruyorlar.

2008 yılında Starbucks'ın 100 bin elemanı birleşip, bahşişlerinin müdürleri ile paylaşmaya zorlandığı iddiasıyla dava açmışlardı. Sonuç olarak Kaliforniya mahkemesi Starbucks'ı 105 milyon dolar geri ödemeye mahkum etti. Benzer bir davada ise New York hakimleri meşhur Chili's zincirini aynı şekilde cezalandırmışlardı.

Benimde üyesi olduğum ve dernek adına eğitim verdiğim ulusal restorant derneğinin istatistiklerine göre zenciler beyazlara oranla %3 daha az bahşiş ödüyorlar. Erkeklerde, kadınlara oranla daha çok bahşiş bırakıyorlar. Müşteriler genel olarak karşı cinse daha cok bahşiş veriyor. Amerikalılar genelde isimleriyle hatta tatlım, şekerim diye hitap eden ve samimi bir şekilde onlara dokunan servis elemanına daha çok bahşiş bırakıyorlar. Bu yüzdende servis elemanları müşteri konusunda seçici olmaya başlıyorlar. Tabiki bu Amerikan yasalarına göre büyük bir suç.

Tahmin edeceğiniz gibi bu adaletsizlik yüzünden servis sektörü sürekli sorunlar yaşamakta. Benimde bizzat hergün yaşadığım bu traji komik olayları zaman zaman buradan aktaracağım. Şimdi isterseniz barmenimin bana gönderdiği benimde öğrencilere gösterdiğim aşağıdaki youtube videosunu izleyelim. Seyrederken komik geliyor ama bu müşteriler hergün restorantlarımıza geliyorlar....







Ümit Palabıyık
Temmuz 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder