Copyright @homepages.bw.edu
Amiş Kadınları
Kadın imam olmaz derler ya, kadın bishop' ta olmazmış.
En fazla Bishop'un karısı olabiliyorlar...
O kadarda küçük görmeyin. Oda bir makam. En azından bir takım ayrıcalıkları var. Mesela topuklu ayakkabı giyebiliyorlar...
İnanmayacaksınız ama Amişlerde sadece Bishop'un karısının topuklu ayakkabı giyme hakkı varmış. İşte bunu duyunca, Amiş olmadığıma ne kadar çok sevindim bilemezsiniz...
Biran sırf bu topuklu meselesi yüzünden eşlerin çıkaracağı sorunlar aklıma geldide, mazallah dedim...
Diğer Amiş kadınları ise hayatlarında sadece bir defa gelinlikleriyle birlikte topuklu ayakkabı giyebiliyorlarmiş. Gerçi ona batı kültüründe pek topukta denmez ya...
* * *
Geleneksel Amiş kadını fazla parlak olmayan renklerde, uzun kollu, kapalı, kıyafetler giyiyor.
En cok kullandıkları renkler ise koyu mavi ve koyu yeşil.
Pembe gibi canlı renkler giyip başkalarını tahrik etmekten kaçınıyorlar.
Temizlik yaparken ve yemek yaparken, yani günün büyük bir kısmında elbiselerininin üzerine önlük giyiyorlar.
Gösterişli olmaları, takı takmaları, hatta elbiselerine düğme koymaları bile yasak. Çünkü düğme takı olarak görülüyor.
Bunu duyunca hemen eşimle gözgöze geldik.
Her nekadar topuk meselesi kadar olmasada, düğmeninde muhtemel bir problem olacağını işaret eden bir bakışmaydı bu.
Şükürle karışık bir tebessüme dönüştü...
Düğmenin yerine, bildiğimiz toplu iğne kullanmaları işin enteresan tarafı.
Bir elbisede ortalama 25-30 tane toplu iğne oluyormuş.
Eşlerine her dokunduklarında iğnelenme ihtimalini düşünürsek, sıcak temas pek sık olmuyor yada en azında bayağı özenli oluyor diye düşündüm.
Eteğin dikiş yerlerine ve boyuna cemaat karar veriyor. O yüzden etek boyu her cemaate farklı.
Yani ölçü birimi Bishop'un hayal gücüne bağlı.
Amiş kadınları saçlarını hiç kesmiyorlar. Tanrıya olan saygılarından dolayıda saçlarına bone şeklinde bir şapka takıyorlar.
16 yaşına gelen Amiş kızlarının özellikle kiliselerde beyaz bone giymelerinin hoş bir sebebi var.
Amaç cemaatin delikanlılarına bir mesaj göndermek; "Bekarım ve evlenmeye hazırım..."
* * *
Bir Amiş kadını için aile, kilise, ve cemaati herşeyden önemli. Hayatı boyunca bu üçlü için çalışıyor. Yani evi idare etmek, kıyafet dikmek, ve ihtiyacı olan komşularına yardım etmek en temel görevleri.
Birçok kültürde olduğu gibi Amişlerdede yuvayı dişi kuş yapıyor...
Amiş kadını ev içinde eşine saygıyla itiat ediyor.
Cemaat içinde ise eşinin kararlarını dikkate alıyor.
Sizinde farkettiğiniz gibi, saygı ve inanç Amiş kültürünün temeli.
Copyright @theinquiringmind.net
Amiş Erkekleri
Kadınlar gibi erkeklerin kıyafetleride basit ve sade.
Kıyafetleri eşleri diktiğine göre farklı birşey beklememek gerek.
Kadınların bu kadar sade giyinirken, eşlerini şatafatlı giydirmelerini düşünmek biraz saflık olur gibi. Ne dersiniz?
Amiş erkekleri geniş kenarlı siyah şapka takıyorlar.
Siyah takım elbise giyiyorlar.
Ceketleri düz, motifsiz ve yakasız.
Pantalonlar bol ve askılı
Gömlekler mat tonlarda.
Çoraplar ve ayakkabılar siyah.
Erkeklerin düğme takmalarına cemaat izin veriyor.
Ama görünmeyen renklerde yada yerlerde olmasını tavsiye ediyor.
Asla bıyık bırakmıyorlar ve evlenene kadar traş oluyorlar.
Evlendikten sonra erkekler sadece bıyıklarını kesiyorlar ve sakallarını uzatıyorlar.
* * *
Copyright @amishexperience.com
Amişlerde Evlilik
Amişler hayatları boyunca sadece bir defa evlenebiliyorlar.
Tabi evlenmeden önce baptis olmaları şart.
Gençlerin nişanladığı aile içinde saklı kalıyor.
Evliliğe 6 hafta kala bir pazar ayininde topluluğa duyuruyorlar.
Bu arada cemaatin yapacak başka işi olmadığına göre dedikodunun alıp başını gittiğini tahmin etmek çokta zor değil.
Cemaate düğünün anonsu yapıldıktan sonra, genç çift ailelere davetiyeleri dağıtıyorlar.
Düğün genelde hasat zamanı yapılıyor.
Geneksel olarak gelin kendi gelinliğini dikiyor.
Gerçi aklınız karışmasın. Gelinlikleride diğer kıyafetleri gibi bizimkinden oldukça farklı; Birçok Amiş topluluğunda gelinlik mavi olmak zorunda. Bazı topluluklarda ise renk gelinin tercihine birakılıyor. Geneldede mavi yada mor renklerinde tercih ediliyor.
Düğünden sonra gelinlik, gelinin pazar günleri kilise kiyafeti oluyor.
Aynı kıyafet evli kadınların kefenide oluyor. Öldüklerinde düğünde giydiği kıyafet, pelerini ve önlüğü ile giydiriliyor. Anlaşılan oradada temizlik yapmayı planlıyorlar
Evlenirken bizdeki gibi yüzük takmıyorlar.
Erkekler evlendikten sonra sakal bırakıyorlar.
Yani sakalsız gördüğümüz tüm gençler bekarlar.
Ya hayatlari boyunca evlenmezlerse? Karar bishop'un.
Eğer bishop izin verirse, sakal uzatabiliyorlar.
Genelde bishop 50-60 yaşlarına kadar bekarların sakal bırakmalarına izin vermiyormuş. O yaşlardan sonra kurallar biraz gevşiyor. Sakala izin çıkıyor...
Balaylarıda bizden oldukca farklı.
Hafta sonlarını akraba ziyareti ile geçiriyorlar.
Bu ziyaretleri esnasındada düğün hediyelerini topluyorlar.
Yeni evli çiftin ev masrafını bir yil boyunca aileler karşılıyor. Böylece maddi sıkıntı çekmiyorlar ve yeni hayatlarını kurma için yeterli zamanları oluyor.
Düğünlerin bizim düğünlere ençok benzer tarafı ise gençlerin birbirlerini tanıma için fırsat yaratmaları.
Aileler 16 yaşından büyük çocuklarını yanyana oturtuyorlarki, tanışıp kaynaşsınlar.
Rehber amcaya dayanamadım dokundurdum; işte bu bir reform olabilir!
Amiş olmak yada Amişlikten çıkmak
Hernekadar Amişler kimseyi kendi cemaatine katma peşinde olmasada, kendi isteğiyle bu cemaata katılan, hatta zamanla saygın konuma gelen insanlarda var.
Eger böyle bir düşünceniz varsa, bir dönem bir Amiş ailesine yerleşmeniz ve onların günlük işlerini yapmayı öğrenmeniz gerekiyor.
İş bununlada bitmiyor.
Başka bir ülkeye yerleşen herkes gibi yeni bir dil, yani Pennsylvania Deutch öğrenmeniz gerekiyor.
Düunya malındanda vazgeçmeniz gerektiğini unutmayın.
Bu arada tüm bunları yapsanız bile bazı cemaatlerin kiliseleri amiş olmanızı onaylamayabilir.
Dünya malına göz diken, yani otomobil yada bilgisayar satın alan, içki içen, ibadet ederken diz çökmeyen Amişler hemen cemaatin dışına atılıyor.
Cemaatten kovulanlar tövbe edip tekrar geri dönmek isterlerse ve kilise içten olduklarına inanırsa, tekrar cemaate geri dönmelerine izin veriyor.
* * *
Amerika'da böyle bir topluluğun yaşadığını görmek inanılır gibi değil.
Bize aynı derecede şaşırtıcı gelen ise Amerikanın bu topluluğa gösterdiği inanılmaz hoşgörü.
Amişlere, Amerikalıların tabiriyle "Olumlu Kayırma (Positive Discrimination)" yapıldığını hissettik.
Kapitalizim bununlada kalmamış, Amişleri dışlamak yerine bir güzel ambalajlayıp turizmin hizmetine sunmuş.
İstanbul un en küçük ilçesinden bile küçük olan Lancaster County'i yılda 11 milyon turist ziyaret ediyor. İlçenin yıllık turizm geliri ise 1.8 milyar dolara yakın.
Ne diyelim?
İnşallah günün birinde bizde kültürel farklılıklarımıza aynı hoşsgörüyü gösterir, belki paraya bile çevirebiliriz... :)
* * *
Ziyaret ettiğimiz Pensilvanya eyaletinin Lancaster ilçesinde yaşanan ve aynı eyalette çekilen gerçek bir hikayenin filmi.
Eylül 2012
Ümit Palabıyık



Emeğiniz için teşekkürler. Bilgilendirici olmuş.
YanıtlaSilİstanbul'un yıllk turizm gelirini ise bir kez daha araştırmanızı tavvsiye ederim.
Okuyup, bagendigin icin cok tesekkurler Kemal.
YanıtlaSil