2 Ocak 2008 Çarşamba

Seven Hills - II


Yeni acilan bir is yerine Dogu (Turk) kulturunun bakis acisi…

Yeni acilan isyerimize bolgedeki Amerikalilarin yaklasimlarindan gecen hafta bahsetmistik. Bu hafta ise bu guzel yaklasimlardan aldigimiz cesaret ve tavsiyelerle gerceklestirdigimiz acilis organizasyonuyla birlikte bizim kulturumuzun bakis acisini aktarmaya calisacagim.

Restorant Acilis Davetinin, sesimizi duyurmak acisindan onemli bir firsat oldugunu dusunuyorduk. Televizyon, gazete, politikacilar, isyeri sahiplerinin katilmasi firmamiz, kulturumuz ve Turkiye adina inanilmaz bir firsatti. Ne yaparizda, bu etkiyi dahada arttiririz diye dusunmeye basladik. Ilk aklimiza gelen, bolgedeki Tum Turk isadamlarini, akademisyenleri, yoneticileri hatta tum Turkleri davet etmek oldu. Bu vesile ile hem aramizda bir dayanismanin temelini atacaktik, hemde herkezin gozunde “Bizde (Turkler) Variz” duygusunu uyandiracaktik. Zira bu tip bir yaklasimi simdiye kadar hicbir Turk isyerinden gormemistik. Biz bir ilki baslatalim. Belki bizden sonrakilerede ornek olur diye dusunduk.

Hemen cevredeki Turklere, telefondan postaya kadar tum yollarla ulasmaya ve davet etmeye basladik. Baslar baslamazda, kendi kendimizle tanismis olduk….

Beni en cok sasirtan olay, bolgede ayni isi yapan isyeri sahibi Turklerin tepkileri oldu. Hemen hemen hicbir restoran sahibi telefonuma cikmadi ve biraktigim mesajlara cevap vermedi. Telefona cikanlarin ise bir tek kufur etmedigi kaldi. Neden boyle bir organizasyon yaptigimi, amacimin ne oldugunu argo cumlelerle bana sordular. Ve ne soylersem soyleyeyim, kabaliklarindan vazgecmediler. Kimisi ise, davetimi asagilama olarak algiladi…

Moralimizi altust eden bu tavirlara ragmen davetlerimize devam ettik. Belediye reisimizin tavsiyesi ile bolgedeki Turkleri temsilen Boston fahri konsolosumuza da bir davetiye gonderdik. Hemen ardindanda telefonla arayarak gelip gelmeyecegini konfirme ettik.

Konustugumuz Amerikalilarin cogu “Turkish Restaurant!, Turkish Cuisine! What is it like?” “Is there any Turks around?” seklindeki tepkileri beni oldukca sasirtmisti. Anlasilan biz Amerika’ da, en azindan bu bolgede yoktuk. Bu kadar yok olusumuzu, yillardir burada oturan Turklerle paylastigimda aldigim yanitlarin hepsi ayniydi; “Cahil Amerikalilar!

Acilis gunu geldi catti. Ve tabiki hicbir Turk is adami ve restorant sahibi, hatta restorant yada turizm calisani (hatta kendi mesai arkadaslarimiz bile) bize katilmadi. Belliki herkesin daha onemli bir isi vardi… Biraz kendimizi (Amerikalilara karsi) mahcup hissetmistik. Elinde hediye ile Turk fahri konolosunu bir saat bekleyen belediye reisine ise soyleyecek bir soz bulamamistim. Maalesef Turklerin temsilcisi, tum Turkler adina, guzel bir firsatla birlikte trafige takilmisti…

Hic tanimadigimiz Amerikalilardan gordugumuz destege bakarak neden Turklerden de ayni seyi bekledigimizi suan bile anlamis degilim. Nedense boyle bir beklentimiz olmustu. Ve bu beklenti sonralari -simdi komik gelen- dedikodular seklinde bize geri dondu. Bizim hic karismamaya calistigimiz bu dedikodu halkasi oyle bir komik -bana kalirsa aci- hal aldiki, Turkleri birlestirmede buyuk rol oynayacagini dusundugumuz isletmemiz bir muddet sonra Turkleri bolen bir kurum oluvermisti. Bayram toplantisi yapmayi dusundugumuzde bile, toplumumuz katilanlar ve katilmayanlar olarak ikiye ayrildi…

Isyerimizi gormek icin gelen bircok Turkten bol bol nasihat aldik. Hayatinda hic yemek yapmamis, bir yer isletmemis hatta dogru duzgun bir yerde yemek bile yememis kisiler bize bilgi (akil) vermeye basladi. Meger toplumumuzda ne cok isadami ve asci varmis!

Daha sonralari “Helal” cilerle tanismaya basladik. Birakin servis yaptigimiz eti, hazir corbanin bile helal olup olmadigini soran musterilerimiz oldu. Restorantta icki sattigimiz icin kizan musterilerimizin yaninda, Fethullahci oldugumuzu soyleyen musterilerimizde oldu.

Kimisi servisini yaptigimiz Doneri’ pahalli buldu. Kimisi sattigimiz peyniri begenmedi. Kimisi “Hala acikmisiniz diye merak ettim” diyerek soyle bir ugradi…

Peki tum Turkler bu sekildemi davraniyordu? Olmasi gerektigi gibi davrananlar varmiydi? Olmasi gereken davranis tarzi neydi? Bu sorularinin cevaplarini ise onumuzdeki hafta ele alacagiz.

Hepimiz adina daha guzel bir 2008 dilegiyle…

Ümit Palabıyık
1 Ocak 2008
umit@palabiyik.info

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder