Is guc derken cevremizdeki guzelliklerin bile farkina varamaz duruma geldigimizi hissedince, bu hafta farkli bir sey yapalim dedik. Bizim icin farkli ama New Hamshire icin hicte yabanci olmayan guzel bir dag yuruyusu (Hiking) yapmaya karar verdik. Gecenlerde bize yakin ve birazda meshur olan “Monadnock” dagi hakkinda "New Hampshire Magazine"’ de guzel bir yazi okumustum. Ozellike icinde bulundugumuz yaprak dokumu (Foliage) sezonunda ideal bir yuruyus olarak bahsediyordu.
Amerika’ da en fazla, dunyada Fuji dagindan sonra ikinci en fazla tirmanilan dag oldugunu ogrenince merakimiz iyice artti. Yilda ortalama 100 bin kisi acaba neden bu daga cikiyordu? Bizimde mutlaka gidip gormemiz gerekirdi.Amerika’ da hakkinda en cok resim yapilan, siir yazilan (60 in uzerinde) hatta operalar, semfoniler, valsler ve morris danslari (Ingiliz koylu dansi) yazilan bu dagi ziyaret etmek kacinilmaz olmustu.
Telafuzu bile bir farkli olan “Monadnock” dagi hakkinda ufak bir arastirma sonunda heyecanimiz dahada artti. New Hampshire’ daki bircok yerin ismi gibi “Monadnock” da kizilderililerden kalma bir isimmis. Bolgedeki yerli kabilelerden “Abnacki” dilinden geliyor. Manasi ise “tek basina ayakta duran” demekmis.Gercektende etrafinda baska bir dag yok! Bulundugumuz sehir olan Nashua’ dan yaklasik 1 saat uzaktaki kucuk bir sehir olan Jaffrey’ e ulasmak icin komsu 2 sehirden gecmemiz gerekiyordu. Mesafe uzak olmayinca Cumartesi gecesi restorantin yogunlugunuda bahane ederek Pazar sabahi yola cikmadan once guzel bir kahvalti yaptik.
Pazar gununun sakinligindende faydalanarak, guzel ve rahat bir yolculuktan sonra 5,000 acre (20 km²) alan uzerine kurulu “Monadnock State Park” a vardik. Parka giristeki kulubedeki gorevli arabanin icine bakip birkac soru ile hem ucreti, hemde bizim Hiking konusundaki tecrubemizi belirlemeye calisti. Ilk sordugu soru arabada kac kisi olduguydu. Ben ve esim yetiskin olarak (Adult) ucer dolar odememiz gerekiyordu. 8 yasindaki kizim icin bir dolar istediler. 3 yasindaki oglumdan ucret almadilar. Zaten Atilla Bey benim sirtimda yolculuk edecegi icin odememesi dogaldi!
1883 yilinda Jaffrey belediyesi Amerika capinda bir ilki gerceklestirerek bu bolgeyi yatirimcilara karsi ozel koruma altina almis. Dagda cevreyi kirletmemeniz gerektigini oncelikle tembih ediyorlar. Yaniniza poset alin ve coplerinizi mutlaka geri getirin diyorlar. Parka kopeklerin girmesi ise yasak.
Park gorevlisi saatin 2 olusunu ve acemi tavrimizi gozonune alarak bize Beyaz noktali yolu (White Dot Trail) takip ederek zirveye cikmamizi tavsiye etti. En kisa yol buymus! Gidis donus ortalama 3.8 mil. Yanimiza bol bol su, kraker ve sekerli cerezler almamiz gerektigini belirtti. Gerci esim cantamizi bol bol ulker gofret, cikolata, meyve sulari ve tabiki uludag gazozu ile depolamisti bile.
Aslinda ben bu kisa yollari hep sikici bulurum. Ama durumumuzu gozonune alarak tavsiye edilen yoldan gitmeye karar verdik. Gerci daga tirmananlarin % 80’ i de bizim yaptigimizi yapiyorlarmis. Bu yuzdende “Pumpelly Cave”, “the Spy Cave” ve “The Eagle’s Nest” gibi bircok gizli yeri goremiyorlarmis. Maalesef bizde goremedik.
Arabamizi park edip hemen parkurun basina gectik. Parkurun ilk 10 dakikasi sanki bir orman yuruyusu olarak basladi. Hemen ardindan merdiven seklinde odunlar ve onlarin arkasindanda tas basamaklar aslinda parkurun cokta kolay olmayacagini isaret ediyordu. Yarim saatin ardindan yavas yavas 45 dereceyi bulan tas tirmanmalari basladi. Bu asamadan sonra ozellikle sirtimda tasidigim oglum icin tedirgin olmaya baslamistim. Parkur sonuna kadarda dusmemek icin elimden gelen herseyi yaptim. Bir muhdet sonra kayalar arasindan ciliz sulara ve buna bagli olarakta kucuk camur obekleriyle karsilasmaya basladik. Boylece parkur daha kaygan ve kirli olmaya basladi.
Parkur tahmin ettigimden daha kalabalik ve cok degisik yastan insanlar ile doluydu. Her gelene daha zirveye cok varmi diye sormaya baslamamiz ise yorulmaya basladigimizin belirtileriydi. En cok 8 yasindaki kizim beni sasirtiyordu. Yurumesini hic sevmemesine ragmen onumuzde tikir tikir yukariya cikiyordu. Bizim zirve diye tahmin ettigimi her tepe ise baska bir tepenin altinda kaliyordu. Iki defa dinlenerek ve tum suyumuzu bitirerek zirveye 2,5 saatte vardik.
Dagin tepesi bitki ve agacsiz, tabiri caizse kayalarla kapli kel bir tas yiginiydi. Cevreye tamamiyle hakim harika bir manzara vardi. Sicak bir gun olmasina ragmen dagin tepesi oldukca ruzgarliydi. Hepimiz usudugumuz icin cantamizda kalanlari hemen yiyip, resimlerimizi cekip inise gectik.
Inise gecer gecmez aklima kotu ihtimaller gelmeye baslamisti. Ya birimize birsey olsa mudahale edebilirlermiydi? Etrafta Park korucularini (Park Rangers) gormek biraz beni rahatlatiyordu. Sonralari Parkta 1920 yilindan beri sadece bir kisinin oldugunu ogrendim. Olen kisi 23 yasinda New York’ lu bir demir isletmecisinin oglu Charles MacVeagh’ mis. 1920 yilinda Sevgililer gunu (14 Subat) yeterli onlem almadan tirmanisa baslamis. Kar firtinasinin bastirmasiylada sabaha karsi 4’te yardim gelmesine ragmen, kalp yetmezliginden olmus. 21 yasindaki arkadasi ise hayatta kalmayi basarmis.
Dagda meydana gelen kazalari merak ederken encok ucak kazasi oldugunu ogrenmekse beni cok sasirtti. Topu topu 3165 ft (965 mt.) olan bir daga 1954 yilindan beri 3 defa ucak carpmis. Ucaklardan biri Hava kuvvetlerine bagli Sabre Jet, digerleri ozel 2 ucak. 1980’ lerde carpmislar. Toplam 3 kisi olmus.
Donusun daha kolay gececegini dusunerek yola cikmistik. Ama evdeki hesap carsiya uymadi. Dik inisler, yorgunlugumuz, insan sayisinin azalmasi ve birkac defa yolumuzu kaybetmek isimizi zorlastirmisti. Birde yavas yavas karanlik cokmeye baslayinca bende de stres baslamisti. Sonlara dogru benim ayaklarim agrimaya, esimin ayagi burkulmaya ve kizimin ayagi takilip dusmeye basladi. Sona vardigimizda hava tamamen kararmis karnimiz felaket acikmisti. Ben kosar adim su icmeye gittim. Universite yillarindan bu yana ilkkez 5 saat dagda kalmistik. Uzerimizde tatli bir yorgunluk vardi.
Eve donerken Monadnock’ ta guc denemesi yapan yuruyusculeri (Power Hikers) konusuyorduk. Ozellikle 3 tanesinin yaptiklari inanilir gibi degildi; Lary Davis 2850 gun (yaklasik 8 yil) hic aksatmadan hergun Monadnack’a tirmanarak muthis bir rekor kirmis. Kar kis demeden hergun tirmanmis. Hicmi hastalanmamis? Hicmi isi cikmamis? Anlasilir gibi degil. Park yilin her gunu acik. Ben bu rekoru kirarim diyen varsa buyursun, denesin... Fran Rautiola, Monadnock’ a 24 saat icinde tam 14 defa, Gary Harrington ise 16 defa cikmis. Biz 5 saatte cikip indik. Adamlarin yaptigi inanilir gibi degil…
Ümit Palabıyık
21 Ekim 2007 - Pazar
umit@palabiyik.info

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder