20 Aralık 2007 Perşembe

İçki Yasası- I


Icki Yasasi - I

Bir müşterimizin “Elimdeki bardakla kapının önünde durmamın bir sakıncası var mı?” sorusu ile ilk kez Amerika’daki içki yasası ile tanıştım. Aslında bu sorunun neden sorulduğunu anlayamamış, manasızca “tabiki yok’ deyip, geçiştirmiştim. Sonraları buna benzer sorularla karşılaşınca ülkemizde hiç tanımadığımız bir yasayla karşı karşıya olduğumuzu anladım.

Birçok değişik konumlarda karşılaştığım bu kanun ilk önceleri beni oldukça şaşırtmıştı. Zamanla herşey gibi buna da alışınca, aslında vatandaşı korumak amacıyla çıkarılmış güzel bir yasa olduğunu düşünmeye başladım. Gerçi herşey gibi bu kanunun da uygulayıcılar elinde zaman zaman komik durumlara düştüğünü bizzat yaşayarak öğrendim.

New England bölgesinde, özellikle yaşadığım eyalet olan New Hampshire’da çok titiz bir şekilde uygulanan bu kanun öncelikle içki içme yaşı ile başlıyor. Yasa gereği, 21 yaşın altında hiç kimse içki içemiyor ve satın alamıyor. 21 yaşın altında birine içki satmak, almak, içirmek, bir şekilde içmesine ön ayak olmak suç.

Eğer yaşınız 21’den fazla ise de içki almaya sakın yanınızda 21 yaşından küçük biri ile gitmeyin. Çünkü yaninda 21 yaşından küçük olan birine de içki satmak yasak.

Diyelim ki evinize giderken bir şişe şarap aldınız. Arabanıza bindiniz. Allah vere de polise yakalanmasanız derim. Çünkü ağzı kapalı da olsa, hatta poşetin içinde ambalajlı da olsa arabanın içinde içki bulundurmak yasak. Ancak hiç açılmamış bir ickiyi arabanın bagajında taşımanıza izin veriliyor. Yani bizdeki gibi hem giderim, hem içerim muhabbeti yok.

Diyelim ki canınız bira çekti. Bir kutu bira aldınız ve gazeteye sarıp, ortaköy muhabbeti yapmak istediniz. Ne yazık ki mümkün değil. Sokakta içki içmek ve ağzı açık şişe ile dolaşmak yasak.

Bir barda ya da restoranda içerden sıkılırsanız ve şöyle biraz kapının önüne kadar çıkıp, hem hava alayım hem de içkimi yudumluyayım diye düşünürseniz, biraz hayal kırıklığına uğrarsınız. Çünkü içki bardağı ile restoranın dışına çıkmak, hatta kapının önünde durmak yasak.

Eğer bir restorana gider, alkollü bir içecek siparişi verirseniz, servis elemanı size kimlik sormak zorunda. Fiziksel olarak 40 yaşın altında gösteren herkese kimlik sormak zorundalar. Garson sormadan içki servisi yaparsa ve bulunduğunuz restoran eyalet polisi tarafından denetlenirse, hem içen, hem servisi yapan, hem de işletme sahibi cezaya maruz kalıyor.

Tabi ki servis elemanının görevi kimlik sorma ile bitmiyor. İçki servisi yapan kişi, içki içeni de izlemek zorunda. Yani izlemekten kastım, kendisini kaybedene kadar içmesine izin vermemesi gerekiyor. Çünkü bir kimse içki içmeye başladığı an, ona servis yapan kişi, içki içenin başına gelecek her türlü kötülükten sorumlu. Yasa aynı sorumluluğu beraber içki içtiği arkadaşlarına da yüklüyor.

Diyelim ki otelimizin barında bir müşterinin içkiyi fazla kaçırdığını hissettik. Öncelikle YASA GEREĞİ daha fazla servis yapamayacağımızı bildiriyoruz. Daha sonra otelde kalıp kalmadığını öğrenmemiz gerekiyor. Otelde kalıyorsa, müşterinin odasına gittiğinden emin olmamız gerekiyor.

Eğer otelde kalmayan bir müşteriyse, evine nasıl gideceğini bulmamız gerekiyor. Servis elemanı gerekiyorsa müşterinin araba anahtarını almaya yetkili. Hatta müşterinin arabasında içki olduğunu öğrenirse, ertesi güne kadar tüm içkilere el koyma yetkisi var. Müşteri bu şekilde araba kullanırsa, kendisi kadar, hatta daha fazla servis elemanı ve arkadaşları da sorumlu. Eğer bir kaza geçirip ölürse, servis elemanı ve arkadaşları cinayetten yargılanıyor.

Servis elemanı, bu durumdaki bir kişiyi evine kadar güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlamak zorunda. Bunun için, taksi cağırabilir, o kişinin bir arkadaşını ya da akrabasını çağırabilir ya da bizzat kendisi götürebilir. Hiçbiri mümkün değilse, işletme otelde en düşük fiyatla hatta ücretsiz bir oda vermek zorunda.

Hepinizin “Yok daha neler…” diyerek okuduğu bu konu gerçekten uzun ve enteresan. Her eyalette değişiklikler gösteren yasa, aslında adamına göre de zaman zaman farklılıklar gösteriyor. Önümüzdeki hafta da devam edeceğim. Bu konuda yaşadığım birkaç trajikomik anımı da aktaracağım.

Şimdilik herkese iyi bir hafta diliyorum…

Umit Palabiyik
Temmuz 2003
umit@palabiyik.info

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder